Anime My Hero Academia'nın sonu temasına sadık kalıyor ama yine de tatmin edici değil

My Hero Academia sonunda hikayeyi kesin olarak bitirdiğinde üzülmeye hazırlanmıştım ama hayal kırıklığına uğrayacağımı beklemiyordum.
My Hero Academia ile ilk karşılaştığımda , bunu özel bir şey olarak düşünmedim. Elbette, Quirk sistemi eğlenceli geliyordu ve en başından itibaren tipik bir savaş-shonen havası veriyordu, ancak bunun ötesinde, herhangi bir diğer zayıfın hikayesi gibi görünüyordu.
Ancak, sonunda dizi hakkındaki fikrimi değiştirdim. Ne kadar çok izlersem, o kadar çok meraklandım. Bunun arkasındaki en büyük sebep, karakterlerinin (çoğunun) ne kadar sevimli olduğudur. Kötüler bile o kadar iyi yazılmış ki, saf kötülük yerine ilişkilendirilebilir bir insan olarak ortaya çıkıyorlar.
Bu yüzden hikayenin sonu için büyük beklentilerim vardı. Hikayenin geri kalanı kadar muhteşem olacağına ikna olmuştum. Ve buna kötü bir son demeyeceğim ama kesinlikle tatmin edici olmayan bir son.

Başlangıç ve son​

My Hero Academia'nın sonunun korkunç (veya beklenmedik) olarak adlandırılamamasının nedeni, baştan sona temasına sadık kalmasıdır. Hikaye başladığında, dizinin mesajının kahraman olmak için süper güçlere ihtiyacınız olmadığı açıktı.
Deku'yu takip ediyoruz , All Might'a tapan ve onun gibi bir kahraman olmak isteyen Quirkless bir çocuk. Zorbaları, özellikle Bakugo , onun güçsüzlüğüyle alay etse de, içinde gerçek bir nezaket ve insanlara yardım etme arzusu var ve gerçekten önemli olan da bu.
Dizi sonunda başlangıcına geri döner: Deku yine Quirkless'tır ve yine de insanlara yardım etmek ister, bunu sadece bir sonraki nesli hayallerine yönlendirmek yoluyla yapsa bile. İnsanları kurtaran profesyonel bir kahraman olmayabilir, ama yine de aynı türden Deku'dur.

Ve yazar Kohei Horikoshi'nin okuyucularına iletmek istediği mesaj bu olsa da, yine de inkar edilemez derecede iç karartıcı. Belki de bunu da fark etti çünkü 430. Bölümün sonunda Deku'nun destek teçhizatı kullanarak sonunda bir Pro Kahraman olma hayalini gerçekleştirdiğini görüyoruz.​

Dersler güzeldir - ama bir yere kadar​

My Hero Academia'nın sonu temasıyla ne kadar tutarlı olsa da, ağzımda hala acı bir tat bıraktı. Deku'nun yolculuğunu yıllarca takip ettikten sonra, ahlaki bir ders değil, seriye olan duygusal yatırımımı karşılayan tatmin edici bir son istedim.
Eminim ki tek kişi ben değilim. Deku'nun hayali, idolü gibi bir sonraki Barış Sembolü olmakken, neredeyse hiç kimse onun dokuzdan beşe çalışan vasat bir yetişkin olmasını istemiyordu.
Yanlış anlamayın, günlük bir işte yanlış bir şey yok - sonuçta çoğumuz bunu yapıyoruz. Ancak insanların süper güçlerle kutsandığı bir dünyada, özellikle Deku'nun kullandığı güç en güçlüsü olduğunda, kesinlikle sıkıcı.
Ancak yazar başa dönüp hikayeyi tam bir daire haline getirmek istedi. Fena fikir değil; Deku'nun savaş sırasında Quirk'ini Shigaraki'ye kaybetmesi bence dahiyane bir hamleydi.

Çünkü Shigaraki'yi yenmek ve Tenko'yu kendisinden kurtarmak için gerçekten ihtiyacı olan şey One For All değil , doğuştan gelen nezaket ve empati yeteneğiydi. Ayrıca, Quirk'ü sayesinde değil, kendi 'gücü' sayesinde en büyük kahraman haline geldiği mesajını da güçlendirdi.
Ama tüm bu dersin burada bitmesi gerekiyordu. Hikayenin ahlaki değeri ne kadar asil olursa olsun, sonuna kadar uzatmak aşırıya kaçmak olur.
Sınıf 1-A öğrencilerinin geri kalanı Pro Heroes'a geçtiğinde Deku'nun sivil olarak geride bırakıldığını öğrendiğimde , yüzümü kapattım. Çünkü ne kadar yapmamaya çalışsanız da, herkesin ödüllendirildiğini ve en çok fedakarlık yapanın toz içinde kaldığını görmemek elde değil.
Ve eğer öyle diyebilirsem, bu aslında verilecek olumlu bir ders değil.

Keşfedilmemiş olasılıklar​

En çok canımı acıtan şey, My Hero Academia sonu için ne kadar çok olasılık olduğuydu, ancak hiçbiri araştırılmadı. Hayranlar, Deku'nun Quirk'ünü nasıl geri kazanabileceğine dair her türlü teoriyi ortaya attılar - bazıları çılgınca, bazıları düpedüz dahiyane.
Shigaraki'den son karşılaşmalarında All For One'ı almasından, One For All döngüsünün Deku ile tekrar başlamasına kadar, bazı harika makul senaryolarımız vardı. Yine de, Deku'nun farklı işleri nedeniyle arkadaşlarından nasıl uzaklaştığıyla ilgili iç karartıcı bir ifşaat elde ettik.

Çok gerçekçi; bence fazla gerçekçi. Hayranların yıllarca seriye bağlı kaldıklarında umdukları şey bu değildi. Daenarys'in Demir Taht arayışını yıllarca takip etmemize benziyor, sadece sonunda öldürülmesi ve tahtın erimesi için. O zaman ne anlamı vardı ki? (Game of Thrones'un sonu yine de My Hero Academia'dan daha kötü).
Deku'nun All Might ve arkadaşlarından yüksek teknoloji zırh ve destek teçhizatı aldığı son bölüm bile tüm bölümün sağladığı hayal kırıklığını telafi etmiyor. Sınıf 1-A öğrencileri, özellikle Bakugo tarafından finanse edildiğini ve muhtemelen Mei ve Melissa tarafından yapıldığını öğreniyoruz. Bu hoş bir dokunuş, ancak bu noktada pek önemli değil.
Sonunda Deku meşhur pelerini giyer ve bir Pro Hero olur, bir kez daha 1 Numaralı Kahraman olma yolculuğuna başlar. Ama onun zirveye giden yolculuğunu takip edecek sabrımız var mı? Ben kesinlikle yokum.